FUTURATE yaratıcı ekonomi ağının liderliğinde ilk kez düzenlenen Creative Business Cup İstanbul ile yaratıcı işletme ve girişimlerin görünürlüğünün artırılması ve dünyanın en büyük yaratıcı ekonomi ağı Creative Business Network’ün parçası olma fırsatları sunuyor. Yarışmadan söz etmeden önce isterseniz nedir bu Yaratıcı Ekonomi dedikleri biraz ondan bahsedelim.
Yaratıcı Ekonomi derken, üretim sürecinde düşünce ve yeni fikirlerin başrol oynadığı özgün içerik, fikir, uygulama, ürün ve hizmetlerin ortaya çıktığı üretimleri kast ediliyor. Bu anlamda, reklam fikri üretmek, slogan yazmak da bir yaratıcı üretim iken yenilikçi bir bina, park, bahçenin mimari tasarımı da yaratıcı ekonominin kapsamına giriyor. …
This is the first in a series of articles that explores how the sense of time is transforming globally, and the effect that this will have on brands, product development and industries in the associated ecosystem.
For nearly a year now, much of the civilised world has grown used to being sequestered at home. It’s been a surreal ride. Some folks feel imprisoned, others liberated. Some have gained a granular appreciation for the change of seasons, while others feel the year has whizzed by. …
01:54 — Sensemaking (Anlamlandırıcılık) nedir?
08:00 — Anlamlandırma bir yetenek midir?
11:39 — Teknoloji kompleks problem olarak gördüğümüz şeylere çözümler geliştirebilecek mi?
19:04 — Mutluluğun tarifi
24:30 — Şükretme
50:30–5 KİŞİ Podcast klasik soruları
Sensemaking (Anlamlandırıcılık)
Dilimizdeki kullanımı ile “anlamlandırıcılık” (sensemaking) insanın deneyimlerine anlam katması sürecidir. Kavram literatüre ilk olarak örgütsel kuramcı Karl E. Weick tarafından kazandırılmıştır ve bir çok disiplinin bir araya getirilmesi ile bütüncül bir anlam yaratmayı hedefler.
Weick’e göre anlamlandırıcılık; bilinmeyeni bilmek, görünmeyeni görünür kılmaktır. Organizasyonel sorulara geleneksel ve tepeden inme cevaplar getirmek yerine problemleri önce insan deneyimlerine göre analiz etmeyi ve çözümleri insan odaklı bir yaklaşım…
Implicit communications and sensory experiences are the future of marketing. There’s a strong relationship between senses and communication. This is a key relationality that we need to explore further in order to innovate communications and marketing. This innovation lies in implicit communications based on sensory experiences.
Implicit communication takes place mostly on a extralinguistic level through multimodality within a context, which facilitates the actors to decipher cues and create a holistic meaning. …
Özellikle etkinlik ve deneyim tasarımında ne kadar çok duyusal uyaran üzerinden hareket edersek o kadar derin ve etkili bir iletişim kurabiliriz. Çünkü “deneyimsel” ve “duyusal” özelliği olan faaliyetler insanlarla daha derin bağ kuruyor.
Çoklu duyusal deneyim (multisensory experience) temel olarak bir şeyi algılamak için birden fazla duyumuzu kullanmamızı gerektiren deneyimlerdir. Aslında, neredeyse yaşadığımız tüm duyusal deneyimler çoklu duyusallık içerir çünkü basit bir film izleme deneyimi hem görme hem de işitme duyuları sayesinde gerçekleşir. Dahası, hayatımızın en önemli hazlarından birisi, tat ve koku duyusunun bileşenleri arasında yer aldığı lezzet algısı, koku duyusu olmazsa %80'den fazlasını kaybediyor.
Yaşadığımız neredeyse tüm deneyimler birden…
Culture is invisible, yet everywhere. We live and flourish within culture once we begin to master the rules and codes of civilised living. Culture is the holistic unity of our existence — past and future. When the world around us changes, we need to observe how culture responds and see how we can perceive that response with new eyes.
Karl E. Weick states in his book Sensemaking in Organizations,
people try to construct some link between the present situation and “relevant” situations to make sense of the [interruption] (…) Interruption is a signal that important changes have occurred in the…
When I first moved to London a few years ago, British culture was still a bit alien to me. My undergraduate and graduate education were highly influenced by American culture, in addition US culture dominated the world more than the British.
Whenever I move into a new environment, I always walk around and try to learn and make sense of my new territory. I observe how things work, how people behave, if/how they queue in a store, how they walk on the sidewalk, how traffic flows and so on.
As Karl E. Weick puts forward in his book Sensemaking in…
After President Abdullah Gul approved law №5651, often referred to as the New Internet Law, reactions began to grow on a national and international scale. With the new law on the National Intelligence Organization (MIT), which was passed right after the New Internet Law, the state will now be able to monitor the economic and private activities of anyone it wishes. Thus, every citizen of the Turkish Republic will become part of an Orwellian dystopia.
Yeni İnternet Yasası olarak anılan 5651 sayılı kanunun içinde bulunduğu torba yasanın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanmasından sonra, ulusal ve uluslararası ölçekte tepkiler büyüyor. Bu yasanın hemen ardından hazırlanan Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Yasası ile devlet artık istediği herkesin ekonomik ve özel faaliyetlerini izleyebilecek. Böylece, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı resmen Orwelci bir distopyanın parçası haline geliyor.
AKP tarafından yıllardır sürdürülen bir toplum mühendisliği ve ana akım medya kuruluşlarının dolaylı bir şekilde kontrol edilmesiyle oluşturulan bir algı yönetimi kampanyası yürütülüyordu. Bu süreç geçtiğimiz bir yıl içinde büyük sekteye uğradı. Bunun en önemli nedenlerinden biri, nüfusunun büyük çoğunluğu gençlerden oluşan Türkiye vatandaşlarının…
Eskiden farklı rollere bürünür, tanıştığım insanlara kendimi farklı isimlerle ve farklı karakterle tanıtırdım. Ben anlattıkça, ağzımdan çıkan olaylar, kişiler, anılar birer birer gözümün önünde canlanmaya başlardı… Anlattıkça hikaye gözümün önünde gerçek olur ve kendim bile inanmaya başlardım.
Yazar olmak istiyordum, doğaçlama nasıl hikayeler yaratabildiğimi görmek için alıştırmalardı bunlar. Bazen dinleyicilerime gerçek ismimi ve kim olduğumu söylediğimde verdikleri — şiddetli — tepkiden ne kadar başarılı olduğumu ölçebiliyordum. Bazen, bu hikayelere arkadaşlarım da dahil olurdu. Onlar da sanki kendileri o hikayenin parçasıymış gibi anılar ekler: “Hatırlıyor musun, bir keresinde de şöyle olmuştu…” diyerek hikayenin bir parçası olurdu.
İşte, bir hikayenin en etkili…